dosya : stuart little 2
bugün de küçükken en en sevdiğim oyunu anlatasım geldi. hatta en sevdiğim müziğe sahip oyun olarak da biliniyor benim gözümde.. yakın zamanda elimde bir psp vardı.. orada ps1 oyunlarını çalıştırabildiğim için, çocukluk aşkım bu oyunu da tekrar deneyimleme fırsatım olmuştu. gerçekten iliklerime kadar beni mutlu hissettire bir şeydi. seneler geçmesine rağmen aynı tadı almıştım. tabi küçükken olduğu gibi oynaması zorlamamıştı, tak tuk diye diye neredeyse tek sefer bitirmiştim oyunu.
stuart little 2 oyunu, 2002 yılında playstation ve pc platformları için çıkmış olan, çocukluk anılarımın en en köşelerinde bir yerlerde yer edinmiş keyifli bir macera oyunudur. film uyarlamalarının oyun dünyasında her zaman başarılı olamadığını düşünen bir tipim, ancak stuart little 2, sadeliği ve eğlenceli oynanışıyla beni çıldırtmayı başarmıştı.
bu oyunda, küçük fare stuart'ı kontrol ediyoruz. stuart efendi, kocaman bir evin içinde ve ona yakın çeşitli mekanlarda maceraya atılıyor. oyunun en büyük çekiciliği, farklı mekaniklere sahip bölümlere yer vermesi. bazen kaykay sürüyor, bazen bir uçağı kontrol ediyor, bazen de sadece koşup zıplıyoruz. parkur sistemi falan var. işte elimize top alıp hedef vuruyoruz. çift zıplıyoruz falan... oyunun mekaniği oldukça basit, ancak bu basitlik onu kötü yapmıyor. platform ögeleri ve küçük bulmacalar, özellikle çocuk oyuncular için gayet yeterli seviyede. stuart, oyunda yürüyerek ilerlemenin yanı sıra, kaykay sürüyor, bir uçakla uçuyor ve hatta bazen küçük bulmacalar çözerek ilerliyor. bu tarz farklı oynanış dinamikleri, oyunu tekdüzelikten kurtarıyor ve her bölümde yeni bir şey denemek mümkün hale geliyor. bazı bölümlerde hızın ön planda olduğu sekanslar varken, bazı bölümlerde daha dikkatli hareket etmek gerekiyor. özellikle kaykay ve uçak bölümleri, oyunun en eğlenceli anlarını sunuyor. hareketleri akıcı ve kontroller genellikle sezgisel. bazı bölümlerde kamera açıları biraz sıkıntılı olabiliyor, ancak genel olarak oyunun akıcılığı bu tarz küçük eksiklikleri görmezden gelmeyi sağlıyor.
stuart little 2'nin grafikleri, çıkış yılı göz önüne alındığında tatmin edici. elbette günümüz standartlarıyla karşılaştırıldığında oldukça basit kalıyor, ancak renkli dünyası ve sevimli karakter tasarımları nostaljik bir sıcaklık sunuyor. özellikle oyunun geçtiği ev çok iyi çizilmiş. bir fare boyutuda olduğumuz için dip bucak her yere dalabiliyoruz. filmdeki evin minyatür bir versiyonunu görmek oyuna ayrı bir tat katıyor. müzikler ve ses efektleri de oyunun genel atmosferine uygun şekilde tasarlanmış. filmden esinlenen parçalar oyuna dahil edilmiş ve stuart’ın sesi de orijinal seslendirme sanatçısı tarafından verildiği için oyun, filmle olan bağını güçlü bir şekilde koruyor. çocuk oyuncular için eğlenceli, yetişkinler için ise nostaljik bir deneyim sunuyor. yani film o kadar da beni bağlayan bir konu değil tabii ki, ama uyarlama bir oyun olduğu için kesinlikle övesim geldi. bu gözler ne film uyarlaması oyunlar gördü peh peh. stuart little 2, filmden daha da güzel bir oyundur mesela.
oyunun zorluk seviyesi ise oldukça düşük. çocuklara yönelik olduğu açık bir şekilde belli olan bu yapım, herhangi bir bölümde ciddi anlamda zorlayıcı bir engel sunmuyor. ancak bu, oyunun sıkıcı olduğu anlamına gelmiyor. aksine, basit ama keyifli oynanışı sayesinde rahatlatıcı bir deneyim sunuyor. bazı bölümlerde zaman kısıtlamaları ve engeller olsa da, oyunu tamamlamak genel olarak kolay. şu anki benim için fazla fazla kolay hele...stuart little 2’nin en büyük avantajlarından biri de kısa ama akılda kalıcı olması. oyun, yaklaşık üç-dört saatlik bir sürede tamamlanabiliyor. günümüz oyunlarıyla kıyaslandığında çok kısa bir deneyim sunuyor gibi görünse de, tekrar oynanabilirliği olan bir yapım. bazı bölümleri daha iyi tamamlamak, farklı yollar denemek veya sadece nostalji yaşamak için tekrar tekrar oynanabilir.
peki, bu oyuna neden bu kadar yükseliyorum? çünkü çocukluğumun bir parçası. özellikle 2000’lerin başında oyun oynayan ben için stuart little 2, basit ama keyifli bir kaçış noktasıydı. bugüne kadar çok daha gelişmiş oyunlar oynasam etsem de, bu tür oyunlar bende ayrı bir yere sahip. bir zamanlar elimdeki tek seçeneklerden biri olan bu oyun, bana eğlenceli bir dünya sundu ve saatlerce kafayı meşgul etti. ilkokulda, bir üst sınıftan bir çocuk ile arkadaşlık kurmamı da sağlamıştı. hiç unutmuyorum he.. çocuğun adını unutuyorum gerçi ama. neyse işte bu oyunda şans eseri bahsetmiştim, eve beraber yürüyorduk öyle bir yakındı evlerimiz de bir muhataplık yoktu çok. işte ben ps1'de bunu oynuyorum falan diye anlatınca ve çok hevesli anlatınca merak etti. bir haftasonu evlerine gitmiştim. o da bayılmıştı oyuna.. hatta cdsini bir hafta ödünç almıştı benden, o da bana başka bir oyun vermişti. öyle öyle bir oyun değiş tokuşu yaptığımız dönem vardı. annesi çalışan bir kadındı baya takım elbise ile geliyordu akşam üstü. durumları iyiydi yaaani. o çocuk da aslında diğerlerine göre saygılı biriydi de, ne oldu da biz daha görüşemedik onu hatırlamıyorum işte... yine de bol bol selam olsun stuart little 2 oyundaşıma.
sonuç olarak, stuart little 2, küçük ama eğlenceli bir macera sunan, nostaljik bir oyun olarak hafızamda iyiyce yayılıyor. eğer çocukluğunuzda bu oyunu oynadıysanız, bugün tekrar göz atmak hoş bir deneyim olabilir. çok fazla oynayanı edeni yoktu diye hatırlıyorum ama... eğer hiç oynamadıysanız ve basit ama eğlenceli bir oyun arıyorsanız, stuart little 2'yi denemek için güzel bir fırsat olabilir. tabi bunun için ona uygun bir konsol lazım... gerçi bu şey emulator dedikleri şeylerle hepsi de mümkün de.. artık ona kim uğraşır bilemem. ben zaten kendi zevkimi paylaşıyorum ehehe. eski oyunların sıcaklığını hissetmek isteyenler için keyifli bir nostalji yolculuğu sunan bu yapım, her ne kadar günümüz grafik ve mekanik standartlarına uzak olsa da, hala kendine has bir çekiciliğe sahip. stuart'ın küçük ama cesur dünyasında tekrar kaybolmak istediğimde yine içine cayır cayır zıplayabilmek güzel olay olacaktır. güzel oyundu yani. benim aklımda her zaman müziği oynar durur. "hııı" diye diye oyuncak karelerin üstünden zıplarım. böceklerden kaçarım... deli gibi özlendi yine diyelim.
bu da aklımdaki bir başka meseleydi işte.
Yorumlar
Yorum Gönder