dosya : emre yücelen

     emre yücelen, bir youtube kanalı sahibi. zannedersem bir ara kanalın ismi; "emre yücelen ile şan dersleri" idi. yine incelenmesi ve üzerine yorum yapılması gereken kel bir adam. aslında çok iyi niyetli bir adam. bunu hiç kimse inkar edemez. doğal bir nezaketi ve görgüsü var. zaten bir insan gülerken belli ediyor ne olduğunu. tabi ki emre hoca'nın da kafamda yer etmiş olayları var. can hoca ile sık sık esprisini yaptığımız olaylar.

    emre hoca, genelde videolarında önünde bir org ile katılır. doğru ismini bilmiyorum ama kesinlikle bir piyano değil. kanal amacı, bir şarkının nasıl söylendiğini değerlendirmek aslında. genelde canlı yayınlar yapar. bir kitlesi vardır. sürekli ona sevdikleri veya kendi amatör şarkılarını atarlar. o da işine geldiğini değerlendirir. genelde kadın takipçilerinin isteklerini asla kırmaz mesela. özellikle, daha ismini okurken o kadın takipçisinin bir gevşeme, gülümseme başlar adamda. sanarsın dünyanın en mutlu adamı o an. birden kurduğu bir samimiyet de vardır üstelik. hitap şekli aniden, canım cicime gelir hele o an kafayı yersin. erkek takipçilerin taleplerinde ise, tamamen tesadüfi bir durum olduğunu düşündüğüm görmezden gelme işi olur. bazen kaçırır, erkeklerden gelen talepleri. ancak günün sonunda öyle bir toparlar ki, onun ne kadar eşitlikçi ve naif olduğunu anlarsınız. aniden kendisinden çıkan; "siii"veya "doo" tepkileri de kendine hastır. 

    bir de yardımcısı, yancısı veya moderatörü. artık ne derseniz, öyle bir kişi daha var. özgün hoca...inanılmaz  fedakar bir adam. emre hoca'nın yerli yersiz her şeyi sorduğu, bilmese de bir cevap uyduran bir adam. uydurma kısmını eleştirmiyorum asla. bilmese de bir şey dile getiriyor sonuçta o naif sesiyle. bazen hasta da olsa, gününde de olsa fark etmiyor. emre hoca'nın iç dünyasından çıkan her soruya bir cevap buluyor. işin kırıcı kısmı, emre hoca'nın bazen uzun olan bu cevapları dinlemekten sıkılıp konuyu birden dağıtması. böyle durumlarda hüngür hüngür ağlıyorum. kafayı yiyorum sinirden. adam altı boş kalmasın diye bir şeyler anlatıyor ve bazen dinlemiyorsun. hele ki özgün hoca hevesli hevesli bilgilendirme saati yaparken, bir kadın takipçisinden superchat almış emre hoca'yı hiç kimse durduramıyor. başlıyor erimeye hemen, arkada konuşan özgün hoca'yı bir yok sayış ve canımsal cicimsel cümleler. üstüne  bir de sahte gülüş. yine de dedik ya fedakardır özgün hoca. alınmaz, tepki göstermez. öyle sekanslardan bir dakika sonra tekrar bir soru gelsin, yine aynı şekilde cevaplar. emre hoca, sorduğu soruların cevaplarını dinleseydi bambaşka bir seviyede olurdu diye düşünüyorum. 

    emre hoca'nın bir de trt'de jürilik macerası var. denk gelip izledim bir kaç kez o kel kafasını görünce. yine dünyalar tatlısı yorumlar. nezaket, nezaket ve bolca nezaket. tabi yine kadın yarışmacıları kayırmaca. puanları verirken zaten ikiye ayırıyordu yarışmacıları, erkek yarışmacıların alabileceği en yüksek puan belliydi zaten, boşuna uğraşmalarına gerek yoktu. emre hoca, do'dan girer si'den çıkar bu puanlamaları da adaletli olduğu konusunda herkesi inandırırdı. kaliteli bir adam, iyi bir ikna edici. ilk bakışta anlayamıyorsun içindeki muhteşem objektifliği. elbette kendisinin bu tavırlarını, kötü niyetli bulmuyorum. sadece kadınları çok seviyor. bu da hayatın bir parçasıdır kesinlikle.

    her sene bir eurovision yorumlaması var ki zaten benim en çok kudurduğum konu bu, son senelerde bu eurovision bahislerini öğrenmiş hele, oraya göre yorum yapmaya başladı. hiç sevilmeyen, hiç bir şansı olmayan şarkılara yükseldiği anlar utancımdan geberiyorum. bunun komple bir yarışma olduğunun farkına vardığı gün, bu analiz videoları da bir anlam kazanacak haliyle. daha tutturabildiği tahmin yoktur mesela, bir şarkının on saniyesini dinleyerek kararını verir. e babacım, bu şarkıların nakaratları ve tempo modları da var. neden tamamına şans vermiyorsun? bir de azerbaycanlı takipçilerini üzmemek için, her sene fix övdüğü azerbaycan şarkıları... yani bir ses eleştirmeni, analizcisi olarak gerçekten çok tutarlı bir şey. merak etme emre hoca, dürüst ol yani takibi bırakacak değiller bu yüzden. her sene ilk beşine sokmak zorunda değilsin bu şarkıları. valla  bu takipçi kaygısı insana neler yaptırıyor. bu konuda kendisini çok kınıyorum. yaptığı işi çok iyi bildiğini biliyorum, gerçekten oturup derinlemesine analiz ediyor ama yanlış ele alıyor bazı işleri. 

    tasavvufi veya aşırı progresif eserleri bile değerlendirebilecek katalogda olduğu için de tebrik ediyorum. adam resmen tarz ayırt etmeden, her yere burnunu sokuyor. ses analizlerini çok iyi yapıyor ama iyi bir şarkı analizcisi değil asla. onun sevdiği hiçbir şeyin popüler olduğunu göremedim. iyi bir kaşif ama iyi bir prodüktör olmasa gerek. aynen ben de oturduğum yerden yorum yaparsam diyelim...

paranın kokusunu alınca, bazı eşikleri de cayır cayır geçtiği bir gerçek.yine aklımda ve hafızamda malzemesi bol bir adam olarak kalacak. 

    bu da  aklımdan geçen bir şeydi işte...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dosya : ipek

dosya : gravity falls

dosya : it crowd