dosya : lüleci
öğretmenlerden bahsedilir. hayatımızda yer de eder bazı öğretmenler. benim sicilim genelde sevmediğim öğretmenlerle doludur. bu adamı seviyor muyum hala bilmiyorum. yine de dönemine göre çok farklı bir adamdı. ayrıca benim blog yazma işini öğrenme sebebimdir kendisi. yani ondan görerek, kendi blog sitemi açmıştım ilk kez. son zamanlarda da çok blog yazdığım için kendisine selam çakmakta bir sakınca göremiyorum.
ilkokulda bütün öğretmenlerim yaptığı işe değer vermeyen insanlardı. yani bendeki karşılığı bu şekildeydi. ilk beş sınıfı çok saymazsak ki, ikisi de iyi insanlardı. bir tanesini sırf abimin de öğretmeni diye çok istemiştim tanımadığım halde, ancak berbat bir öğretmendi. her şeyi bildiğimi varsayarak beni sınıftan falan çıkartırdı. asla bana bir şey öğretmeye çalışmadı. diğerlerinin hevesini kaçırdığım için de suçlu gibi davranırdı. sonra hamile kalınca, yerine bir adam geldi. yine harika bir insandı ama iyi bir öğretmen değildi. özel hayatında çok problem olduğu için belki de bilemiyorum. bizi sınıfça çok eğlendirirdi ama derslere çok özen göstermezdi. sonrası herkes için benzerdir zaten her derse farklı öğretmen girer. ehh yani idare ettik orada. hepsine değinmeyeceğim çünkü konu belli. din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenimizden bahsetmek istedim. ismini de ifşa ederim direkt; "ismail lüleci"
bu adam kesinlikle çok ciddiydi. yaptığı ise inanılmaz bir önem veriyordu. hafif bir modern yanı da vardı. kocaman bir çanta ile gelirdi her derse, çok büyük bir hazırlık yapardı bütün sınıfları için. çok düzgün bir diksiyonu vardı mesela. herkese eşit yaklaşırdı. çoğunluğu alevi olan bir sınıfla da çok iyi geçiniyordu. hepsine duaları ezberletmişti bir şekilde. can hoca da bundan çok mağdurdur mesela. kendisi hakkında çeşitli ithamlara da sahiptir. lüleci'nin en ilginç yani sürekli bahsettiği internet sitesiydi. her hafta tahtaya yazardı internet sitesini. o zamanlar blogger üzerinden değil de, "blogcu" diye bir adres üzerinden bedava internet sitesi kuruluyordu. yani blog kuruluyordu, ben zaten kurcaladıkça öğrenmiştim farklı yolları. o internet kafelerde, herkes oyun oynarken benim mesailer akla hayale sığmazdı zaten. neyse efendim bu sitesine girmemizi şiddetle tavsiye ederdi. adam ders içeriklerini olduğu gibi koymakla kalmıyor. işi magazine, bilime, kültüre çeşit çeşit işlere kadar götürüyordu. baya hobi gibi doldurmuştu içeriyi. yorum yapıldığı zaman keyiften titriyordu. her yoruma 4 paragraf cevap yazıyordu. sınıfa gelip anlatıyordu mesela; "excalibur21 yorum yazmış şunu şunu yazdı diye, bir de kendi cevabını okutuyordu."
tabi tüm sınıfı ağlatan ilahiler ve islami temalı filmler geleneğinden de uzak değildi. deli gibi işlerdi böyle şeyleri bize. baya şarkılar vardı, "islam'ın şartı beştir beeeeeeeştir." ben ilk bu adamın dersinde duymuştum o videoyu sonraları viral oldu o başka. işine yarayacak her materyali kullanırdı. hatta doymaz bizi sınıfça haftasonu yürüyüşlerine sürüklerdi belediyenin. belediye başkanı ile falan tanışıyorduk sayesinde ahaha. bedava kahvaltı falan var diye aklımıza girip, cumartesi sabah 8'de bizleri uyandırmayı başarıyordu. hatta daha erken bir saatte... kendimizi kocaeli'nin herhangi bir yerinde yürürken buluyorduk. finalde de kahvaltı şekli falan.
çok da kafası çalışan adamdı he. bir keresinde bir ödev istemişti. ben de hergeleyim ödev mi yapacağım? her hafta oyalıyordum, en sonunda annemi kandırıp bir şeyler yazdırmıştım. götürmüştüm kendisine. ancak o kadar rezil şekilde götürmüştüm ki. ertesi hafta bana a4 kağıdığında bir çıktı alarak dönüş yaptı; "hmm sanırım bu bir anne yazısına benziyor! ayrıca bir ödev teslimi yapılırken kağıt pürüssüz olmalı, bir şeffaf dosyaya koyulmalı. bu ödevi kabul etmiyorum. en kısa zaman içinde, yazım kurallarına dikkat edilmiş ve kendin yazmış şekilde ayrıca düzenli bir biçimde ödevi teslim etmeyi unutma" şekli falan fistan bir rapor. yani baya özenmiş herif kafayı yersin. ben de artık nasıl ikna olduysam, tam istediği gibi bir şey yaptım hırslanıp. birebirde baya övdü beni; "sana inanmakla doğru bir iş yapmışım!" demişti. hoca iyi manipülatördü heee. fetödan alınmadığını da hatırlıyorum. o taraklarda da bezi yoktu. gizli kemalistti. diğer öğretmenlerle mesafeliydi. serserilik, haytalık karşısında gevmeşezdi görmezden gelirdi. sitesini bugün iyice geliştirmiş sanırım. ancak ne işler çevirdiğini bilmiyorum. hala öğretmense, bir yerlerde kendi tarzıyla islama yöneltiyordur gençleri. tabi o günler geride kaldı, müfredatlar değişti. nasıl bir tarzda devam ediyor bilemem. klas adamdı ama selam olsun.
en son can hoca ile, youtube üzerinde kendine has tarzıyla; "çooooooook heyecanlıyım" dediği altı saniyelik bir video bulmuştuk. kafayı yiyorduk birbirimize ata ata. artık reis uyandı mı bilemiyorum kaldırdı videoyu ahahaha. seviyorduk seni be adam niye alınıyorsun. bak burada ne övgüler dizdim sana. hiçbir öğrencin böyle analizle gelmeyecektir sana. beni büyük ihtimalle hatırlamıyorsundur ama ben herkesin hakkını her yerde teslim ederim. herkes keyfindeyken, sen mesai saatlerinin dışında da mesai saatlerine çalışıyordun. bu da aklımda yer etmiş bir şeydi işte.
Yorumlar
Yorum Gönder