dosya : mertcan

     mertcan, benim gözümü açar açmaz birlikte vakit geçirdiğim arkadaşımdı. ufak bir velet olduğum dönemin neredeyse tamamında hatırlıyorum mertcan'ı. evimin önüne gelip, ismimi bağırarak söyleme şekliyle çağırırdı beni. evlerimiz yan yanaydı. bir diğer yanımdaki evde de batuhan isimli antepli bir çocuk vardı. elbette mertcan ile geçirdiğim vakit daha fazlaydı. hemen her gün görüşürdük. evlerimizin aşağısındaki büyük çimenlikte top oynardık. çocuk aklımızla sanırım habire yapacak bir şey buluyorduk. aklıma tam olarak bir aktivite listesi gelmiyor ama hiç sıkıldığımızı hatırlamıyorum.

    mertcan kekemeydi. çok zor konuşuyordu. şimdiki durumunu bilmiyorum ama o zamanlar bu konuda çok hassastı. hemen ağlardı. yani asla bu konuyu bir sorunmuş gibi göstermedim ona. bu yüzdendir ki çok severdi beni. diğer çocuklar bununla alay ederdi, ben ise alay edenlere çok kızardım. herkesin bir zayıflığı, bir problemi olabilir diye düşünürdüm. mertcan evimize çok girip çıkardı. annem hiç yabancılık çektirmezdi ona. içten içe çok sevmezdi ama bilirdim. alevi olduğu için tabi ki. mertcan'în ailesi de beni sevmezdi mesela. bir sünni oğlan ve alevi oğlanın arkadaşlığı nihayetinde kötüydü onlar için. alevi aşığı babam ise, mertcan'ın ailesini çok sever harika bir komşuculuk oynardı. annem de, mertcan'ın annesiyle iyi anlaşırdı ama işte sorun zaten derinlerde bir yerdeydi. 

    bir keresinde abimin zorlamasıyla, mertcan'ı camiye götürmüştük. onun için bu bir sorun değildi ama ailesi çok çok kızmıştı. ben niye kızdıklarını biraz anlamıştım açıkçası, küçüklükten beri pompalanan; "aleviler kötüdür" olayını iyi bilirdim. ancak bu konuda hiç sorunum olmadı. şu an bile en yakın arkadaşım alevidir. kendisi bunu inkar eder ama ne zaman bir alevi taşlaması yapsam kafayı yer mesela. ben tabi bu hamleleri biraz da onu delirtmek için yapıyorum. her seferinde de yemi yiyor. neyse efendim mertcan cephesinde ise aramızda konusu bile dönen bir şey değildi bu. sanırım bir taşınana kadar devam etti arkadaşlığımız. ondan sonra doğal olarak, büyümenin de verdiği bir şeyle ayrıca uzaklaşarak aramıza mesafe girdi. o benim çocukluğumda en iyi arkadaşımdı, bir yerden sonra bayrak boşta kaldı, daha ileride ise başka bir alevi aldı bayrağı işte. 

    mertcan bize sık sık gelirdi, ama ben onlara gidemezdim. yani bilmiyorum, pek evlerine almazlardı beni. kendisi davet ederdi ama ben ailesinin davranışları sebebiyle huzursuz hissederdim. kötü davrandıklarını söylemiyorum, hepsi harika insanlardı. sadece benim varlığım ekstra dikkat etmelerine yol açıyor olabilirdi. bir keresinde evlerinde takılıyorduk, ben deli gibi öksürüyordum. annesi sürekli gelip, benim hasta olup olmadığımı soruyordu. o zamanlar buna biraz alınmış olabilirim ama şu an geriye dönüp baktığımda hak veriyorum. yani evladının arkadaşı gelmiş, sapık gibi öksürüyor. ya hastalık bulaştırırsa? o halde beni kovmadıklarına bile şükretmem lazım. işte görgüsüzlük biraz nereden aklıma gelecek. bir keresinde de baya zilimize basılıp, annesi tarafından davet edilmiştim. bunlar bir yere gidecekmiş, mertcan da gelmek istememiş. annesi de evde yalnız kalmasın diye beni çağırdı. annemden falan izin aldı yani. sonra annem bana en güzel kıyafetlerimi giydirip yolladı oraya. ardından da mertcan fikir değiştirdi, onlarla gitmek istedi. ben de geldiğim gibi geri gittim. çok garip hissetmiştim. oturup bana bişi bile dememişlerdi, sadece; "sen gidebilirsin gerek kalmadı." demişlerdi. hafif kırıcı yani ne yalan söyleyeyim. ertesi gün ise, mertcan yaşından fazla bir olgunluk göstererek özür dilemişti benden, bir tane de panda stix ısmarlamıştı. zaten mertcan'a hiç kızmamıştım. çok küsüşken bir insanımdır ama onunla küstüğümüzü hatırlamıyorum. belki kavga bile etmişizdir ama konuşmadığımız bir dönem olmamıştı. dışarı çıktığımızda hep birbirimizi bulurduk ve oyun oynardık. 

    mertcan, beni her konuda överdi. ben de onu överdim. inanılmaz bir adaletli yaklaşımımız vardı birbirimize. bir şey yapacaksak mızıkçılık yapmıyorduk, dediğim dedik bir tavır sergilemiyorduk. bir gün birinin istediği olursa, öbür gün diğerinin istediği oluyordu. küçücük kardeşi gelip oyunlarımızı bozduğunda, ya da minik ayaklarıyla bana tekme attığında çok kızardı ona. kötü biri olduğumu hiç düşünmedi belki de o yüzden olabilir. yine de bol bol selam olsun mertcanım.

    mertcan hoca en son chp'de baya yükselmişti. hatta ilçe gençlik kolları başkanı olmuş. benim bu chp yönetimine sızan arkadaş veri tabanım ne olacak cidden? partiyi gizli gizli yönetiyor gibi hissediyorum. benimle takılan chp'de yönetici oluyor bir gün. can hoca beni hala daha gizli akp'lilikle suçlarken dönüp bir de bu tabloya da bakmalı. resmen bir kemalizm mıknatısıyım. 

    burak isminde bir arkadaşım daha vardı. mertcan kadar olmasa da vakit geçiriyordum. yakın bir komşuydu yine. kırmızı arabalarını hatırlıyorum. güzel bir aile yaşantısı vardı durumları iyiydi. bir keresinde serseri tayfa ile, babasının kırmızı arabasına değişik bişiler yapmıştık mahvetmiştik. neden böyle bir şey yaptığımı bilmesem de, bugün çok utanıyorum kendimden. bir gün burakların apartmanın önünde bir nakliye kamyonu hatırlıyorum. burak koşa koşa yanıma gelmişti. başka bir ile taşındıklarını söyledi bana. sarıldık. "seni hiç unutmayacağım burak!" diye bağırdım arkasından giderken. keşke soyadını sorsaydım. bunu öğrenmek o zamanlarda aklıma gelmemişti. yine de sözümü tuttum. seni hiç unutmadık çocuk. bir yerlerde nasıl bir yaşantın var bilmiyorum ama umarım mutlusundur. seninle de çok eğlenmiştik. her ne kadar ben hain bir velet de olsam. gelip bana; "kötü çocuklar gelip babamın arabasına bişiler yapmışlar." diye ağladığında salağa yattığım için kendimden çok utanıyorum. aslında "yapmayın" da demiştim ama bir kere ip kopunca ben de o an kontrolü kaybetmiştim. umarım bir yerlerde yolumuz kesişir ve bunu sana itiraf edebilirim. hayatımdan senden sonra çok burak geçti, evet evet bir başka yakın arkadaşım da oldu burak isminde. yine de senin hakkında hala çok güzel şeyler hatırlıyorum. mertcan hoca ve burağım da aklımda bir şekilde hatıralara konu oluyorlar işte. bu da kafamın içinde yer etmiş bir şeydi diyelim. 

    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dosya : ipek

dosya : uygur kardeşler

dosya : gravity falls