dosya : misafir
misafir kavramı bazı insanlar için çok önemlidir. özellikle anadolu kültüründe, hatta duyduklarıma istinaden doğu taraflarında misafire çok titiz yaklaşılır. kişi için en güzel yemekler yapılır, hizmette kusur edilmez, rahat etmesi için özel çaba sarf edilir. mesela tanrı misafiri kavramı da vardır bir yerlerde. normal yaşantılarımızda da, evimize gelecek komşular veya akrabalar olsun genelde ailemiz ortalığı toparlar, en güzel halıları serer. evde temizlik falan yapılır. bu hareketler, misafire olan sevgiden mi yoksa elalem ne der kaygısından mı yapılır tam bilemeyiz tabi.
benim hayatımda misafir kavramı çok yoktu çocukluğumda, evimize kimse gelip gitmezdi. çok nadir yaşanırdı bu durum, annem de zaten kendine hayrı olmayan evi adam etmek için çok çırpınırdı. nihayetinde çok temiz bir kadındı, ancak evimizdeki eşyalar asla güzel değildi. bu yüzdendir belki de çok mahcup hissederdi birisi gelince. zaten genel olarak da, öyle arkadaşları, komşuları ya da işte gelip giden akraba kavramı olmayan bir aileydik. babam zaten herhangi bir misafir fikrinden nefret ederdi, evde çok fazla rahat hareket ederdi. herhangi bir misafir bu rahatlığın kısıtlanmasıydı, bu yüzden de hep suratı asılırdı. beş karış suratlı adamın evine de misafir gelirse çok durmaz kaçar gider. biz de çok fazla yere misafir olamazdık. komşuculuk kültürünün ne olduğunu pek bilmem.
mesela aklıma şu geldi. küçükken bir arkadaşım vardı, onun konusu çok ayrı tabi ki. hatırladığım bir gün, annesi beni eve misafirliğe davet etmişti. dışarıda çok görüşürdük o çocukla, sokaklarda oynardık ama pek evine gitmezdim. hatta hiç gitmemiştim. dediğim gibi bu başka bir başlık, ben konuya geleyim. bir gün çağırdığında, en güzel kıyafetlerimi giyip gitmiştim evlerine. sonra beni çağırma sebepleri ortadan kalktı. biz gidiyoruz dediler. geldiğim gibi geri gittim. bir misafir bile olmamıştım bu hayatta dönüp bakarsak.
kendi hayatımda ise, evime gelen bütün misafirlere iyi davrandım. çok özendim, rahat hissettirmeye çalıştım. nezaket kurallarına uymaya çalıştım. elimden geldiğince güzel yemekler hazırladım. elalem ne der diye yapmadım ama, gelen kişiyi iyi hissettirmek istedim. iyi bir ev sahibi olmak neticede iyi hissettirirdi günün sonunda. evine gittiğim insanların yanında da hep mahcup olmuştum. dizlerimi kırar otururdum, bir şey ikram edildiğinde nazik ve yavaş yavaş yerdim. bazen ağzımı bıçak açmazdı. başkasının evinde hep öyle oldum sanırım. bazısında bir rahatlama ve gevşeme olurdu ama bende hiç olmadı galiba. hala daha birinin evine misafir olursam çekingenliği zirvelerde yaşarım.
misafir olmam gereken zamanlar da yaşadım. hatta çok yakın zamanda babamın evinde bir misafirdim. bu çok kırıcı bir şeydi aslında fark ettiğinde. çünkü orada misafir olunca, ve gidecek bir yerin de kalmayınca evsiz oluyorsun. homeless, evsiz, sokakta yaşayan adam. hayatın beni getirdiği durum da diyebiliriz. beni bir misafir olarak kabul edecek kimse de yoktu. belki ben ısrar edersem, ancak misafirlik bir teklif ile, bir davet ile olunur. kendi kendimi davet ettiremedim kimseye. bugünlerde yine evsiz miyim bilmiyorum, tersi bir durum var mı onu da bilmiyorum. ortada bir yerlerdeyim. en azından yatağım var.
gelelim bunun bugün aklıma gelme sebebine, çalıştığım otelin sahiplerinin bir sürü arkadaşı var. genelde elit insanlar. hemen her gün birileri geliyor buraya, lobinin ortasında yayıla yayıla bitmeyen bir sohbet dönüyor. beni çok rahatsız eden bir durum yok aslında, sadece çıkardıkları sesten ve her an bir şey olabilme ihtimalinden müzik veya sesli video açamıyorum. bu büyük dramıma da katlanıyoruz işte bir iki saat. resmin öbür yüzünde ise, garson çocuklara yapılan çirkin muamele var. buraya gelmiş bir misafirsin, otelin personeli patronlarıyla oturdun diye sana hizmet ediyor. bence bunu daha güzel bir üslup ile yapabilirsin. ancak bu tayfanın çoğunluğu, parasını bile ödemeyeceği bu hizmeti sanki patron onlarmış edasıyla çok kaba bir şekilde kullanıyor. emir kipini yapıştırıyor, isteklerde sınır tanımıyor. ben buradan duydukça sinirleniyorum, o çocukların halini düşünemiyorum bile. işte misafir olmak böyle bir şey olmasa gerek. bu yüzden geriye gidip düşündüm. misafir olmayı, misafir ağırlamayı. misafir olmak da bir dengedir, benim gibi çok kasmaya gerek yok evet. lakin gidip de bunlar gibi de insan kullanmaya da gerek yok. çünkü her zaman bir yerlerde ev sahipleri, bazı şeyleri alttan alacaktır. kibarlıklarını koruyacaktır. bu yüzdendir ki, saygılı olmalı ve saygıyı korumalı. bu da kafamda bir şeydi işte...
Yorumlar
Yorum Gönder