dosya : mtv türkiye
müzik ruhun gıdası mıdır? bir yönüyle öyle! benim müzik anlayışım bugünlerde biraz kederci bakış açısında. ancak bunu ilk keşfettiğim zamanlar, çok farklı süreçlerden geçiyor. bildiğimiz müzik kanallarını hiç benimseyememiştim. "kral tv" mesela, çalan şarkıları hiç sevemiyordum. belki yaşımın küçük olduğundan sebep olabilir. bir şeyler arıyordum ve karşıma bu kanal çıktı.
bütün gün yabancı müzik klipleri vardı. kapanana kadar, soluksuz seyrettim bu kanalı. gündemdeki şarkıların klipleri bütün gün dönerdi, ayrıca rap temalı şarkılar. bazı şarkılar sürekli önüme çıkar kanal değiştirirdim sinirden, bittiğinde geri dönerdim. mesela; "black eyed peas - meet me halfway" şarkısının klibi çıktığında her seferinde ilk kez izliyor gibi mutlu olurdum. şarkıları sevmek bir yana, kliplerine de bağlanma durumu olurdu bende. aynı konseptli; "number one tv" vardı, ancak bana bir yönden hitap etmiyordu. nr1 sana yaşadığın yerdeymişsin gibi davranırdı. sanki seçtiği yabancı şarkılar bu şekilde seçiliyordu. lakin mtv türkiye, seni buralardan uzaklaştırır farklı hisler yaşatırdı. seçtikleri parçalar, yayınladıkları klipler... bir çok şarkı öğrenmiştim. bu şarkıları arkadaşlarıma attığımda, hiç anlamazlardı ama ben bir yerlerde severdim.
mesela hafta sonu konseptleri olurdu. cumartesi ve pazarı özellikle bir sanatçıya veya gruba adarlardı. o hafta sonu yüzde doksan ondan klipler dönerdi. bu sayede çok fazla sanatçı ve grup keşfettim. sevdim, benimsedim. bazen de program koyarlardı. "my sweet sixteen, pimp my ride" gibi gibi. ilk amerikan reality şov öğrenmelerim olmuştu. ne kadar da farklı hayatlar yaşıyorlardı öyle? bugün geriye ne kaldı inanın bilmiyorum.
arada orada öğrendiğim, duyduğum şarkıları tekrar hatırlayınca aklıma gri tüplü televizyonumuz ve benim dizlerimi kırıp gözlerimi aça aça izlediğim klibi geliyor. bu klibin de bir yerlerinde kanal logosu tabii ki. o logo değişmezdi, izlediğim klip değişirdi. mtv türkiye, bu ülkede tutmadı çünkü alıcısı yanlıştı. bir topluluğa bilmedikleri bir şeyi verdiler. alanlar bunu çok sevdi benimsedi benim gibi, ancak alamayanlar için bir şey ifade etmedi. sonuçta alternatifleri vardı. bir topluluğa, bilmedikleri bir şeyi tamamen veremezsin. onları önce çekmeli, sonra yeniliği minik minik vermelisin. oysa onlar bütün kurşunu tek seferde sıktılar. alışık olmadığımız bir şeyi tek seferde başlattılar.
eğer playlist'i "halil sezai - bruno mars - hande yener - adele - demet akalın" başarılı olurdu belki de. ancak benim hatırladığım kadarıyla, piyasaya çıkan bütün genç siyahi rapçiler sıra sıra ekrana çıkıyordu. kimisi iyi yerlere geldi, kimisi kaybolup gitti. en azından bizim ülkemizdeki etkileri olarak söz edelim.
ayrıca bunların bir de müzik ödülleri muhabbeti vardı genelde, bir kez emre aydın'ın bir kez de manga'nın aldığını hatırlıyorum. bu çok küresel tarzda bir başarıydı, ama gel gelelim kanalları türkiye pastasında izlenmiyordu bile. birileri benimseyemese de, ben o rap şarkılarını çok sevdim. kanye west'in sürekli bir yerinden fırladığı parçalar, lil wayne adlı kırık bir elemanın habire feat atması. öyle öyle çok yabancı sanatçı keşfettim, kafamın içinde bu amerikan sanatçı veritabanı varsa bu yüzden var. belki bir gün işe yarar bu bilgiler. ben öğrendiğim şarkılar için minnettarım. bu da aklımda yer etmiş bir şeydi işte.
Yorumlar
Yorum Gönder