dosya : ipek

    senin hakkında daha önce birçok defa yazı kaleme aldım. bu senin hatırana biraz saygısızlık gibi görünüyor olabilir. bu senin hakkında yazacağım son yazı olacak. kendimden bu kadar bahsettiğim bir yerde elbette sen de olmalıydın çünkü. umarım bana bir yerlerden kızmazsın. seni bütün dünya unutsa bile, ben asla unutmayacağım. her zaman da o genç yaşında hatırlayacağım...

    hayatta bazen bazı konular insanı derinden etkiler. benim için bu konu, en derini olmasa da kesinlikle depderin bir olaydı. içimin kahrolduğu anlar nadirdir, bu da onlardan birisiydi. şimdiden 5 küsür sene geçmiş. gün gelecek ben -eğer yaşarsam- bunayacağım, yaşlanacağım ve şekilden şekile gireceğim. ancak onu hep o genç haliyle hatırlayacağım. genç ölmek gerçekten çok zor bir şey. bir insanın ilerleyen yıllarını asla bilmeyecek olmak...

    ipek benim doğrudan bir arkadaşım değildi. eski kız arkadaşımın yurttan arkadaşıydı. bizimle aynı bölümde okurdu. bir sınıf üstte veya altta.. inanın o detayı hatırlamıyorum bile. lakin kız arkadaşım sebebiyle tanışmıştım. ayaküstü de olsa bir sohbetimiz vardı. garip birisiydi ama bana karşı bir kötülüğü dokunmamıştı. ya da gördüğüm kimseye karşı bir kötülüğü olmamıştı. kendi çapında takılan bir insandı. bizimle ortak derslere girdiği zaman yalnız başına otururdu. öyle kimse yanına gidip bir şey anlatmazdı. biliyorum çünkü son zamanlarda yakından izlemiştim. böyle kasvetli görünen bir insandı, soğuk rüzgarlar barındıran bir hali vardı. benimle olan iletişimi fena değildi, konuşmak ister halleri vardı zaten. hani çekiniyordu ama bir yandan da sosyalleşmek istiyordu. her zaman nazik oldum ona karşı, arada güldürdüm falan. asla bir rahatsızlık ya da önyargı ile bir fikir oluşturmadım gıyabında. 

    mesela bir gün hiç unutmuyorum, sınıfa bir elbise ile gelmişti. aman allahım cıvıl cıvıldı gerçekten. fuşya tonlarında bir elbise, gözlerinin içi gülüyordu. doğal olarak bizimle muhatap oluyordu çünkü kız arkadaşım aslında ona yakın bir insandı. çok az görüşürlerdi, denk gelmeleri gerekirdi ama ipek için kız arkadaşım yakın bir insandı. başka bir gün yürürken, çok neşeli konuştuğunu hatırlıyorum. bizi güldürüyordu. komik komik şeyler söylüyordu. soğuk duran birinin enerjisi geçmişti bize o gün özelinde mesela. elbette uzun vadeli sorunları varmış. sorunu olmayan insan yoktur, ya da herkesin bir sorun derecesi vardır. kız arkadaşım, ipek'ten bahsederken belirli sıkıntıları olduğunu söylerdi. ben de ona destek ol diye akıl verirdim. hakkını yemeyelim, kız arkadaşım zaten onun için bir şeyler de yapmaya çalıştı. her ne kadar kendini sonrasında kötü hissetse de, bu olayda elbette onun bir suçu yoktu.

    ipek bir gün kız arkadaşıma buluşmak istediğine dair bir mesaj attı. mesajda mı kaldı, yoksa buluştular mı onu da hatırlamıyorum. ipek o konuşmada, canına son vermek istediğini söylemiş. bunu daha evvel de yapmış aslında. kız arkadaşım ise elinden geldiği kadar onu teselli etmeye çalışmış, destek olmaya çalışmış. elinden gelecek olan da belli sonuçta. dedim ya o kadar sık da görüşmüyorlar. yine de yakınlıklarından fazlası olan bu konu için, sözle de olsa çaba göstermiş. sonra birkaç gün geçti aradan, sınıf whatsapp grubunda insanların mesajlarını gördük. "duydunuz mu?", "başımız sağolsun", "çok üzgünüz", "iyi kızdı" gibi mesajlar yayıldı ortalığa. bu mesajları atan insanların, ipek ile herhangi bir muhabbetleri yoktu bile. yani bırakın kız arkadaşımı, benim kadar bile muhabbetleri yoktu. görmezden geldikleri bu kızcağız üzerinden birbirlerine hüzün tiyatrosu çevirip durdular. 

    ipek malesef hayatını kaybetti. intihar mı etti yoksa bir kriz neticesinde mi böyle oldu bugün bile bilmiyorum. çok gençti, çok da iyi niyetli olmaya çalışan bir tipti ama gencecik kayboldu bu dünyadan. ipek'in hayatına o yaşarken çok dikkat etmedim, belki de edemedim çünkü bilemezdim ne yaşadığını ama ölümüne çok üzüldüm. insanların davranışlarına daha çok üzüldüm. sürekli yalnızlık çığlığı atan, insanlarla kaynaşmak isteyen bir kız üniversite döneminde çok bir şey elde edememişti. ancak arkasından herkes sevgi kelebeği olmuştu. bu ikiyüzlülük bugün bile bana çok şey anlatıyor. hala kabul edemiyorum. benim sadece uzaktan gözlemleyerek hissettiklerimi, bir başkası nasıl hissedemedi ve neden rol yapma gereği duyuyorlar anlamıyorum. ben bile arkasından bir şey deme hakkı bulamıyorum kendimde. bizim üniversite sınıfından belirli oranda nefret etmemi sağlamıştı bu konu. "bakın ölümlü dünya, biz de aramızdaki küslükleri bitirelim." şeklinde bir şey demişti birisi mesela. avazım çıktığı kadar sövmek istedim o gruba o an.. 

    bir de twitter'da bir eleman vardı. kızın açık şekilde ismini soyismini yazıp; "ımmm şey bana platoniklerden biriydi. yüz vermedim diye çok üzüldü. sanırım ölmüş. gittiğin yerde mutlu ol." gibi son derece ahlaksızca, edepsizce, narsistce şeyler yazmıştı. lokasyon norveç olmasa ilk gördüğüm yerde kendisini boğacak kadar öfkelenmiştim. bir insan nasıl bu kadar acımasız olabilir aklım almıyor. nasıl bu kadar rezil bir zihniyete sahip olabilir onu da aklım almıyor. ipek, gidişinin arkasında gördüklerimle bir çok şeyi aklımın almadığını gösterdi bana. sanırım en büyük iyiliği de bu oldu bana. gittiği yerde bence de mutlu olmalı, ama siz iğrenç insanların dilinde meze olmadan. bugün biliyorum ki, o acıma duygusuyla mesajlar atan tipler kızı hatırlamıyorlar bile. hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı ki zaten. bir anıları, bir konuşmaları bile olmamıştı. ismini kullanıp anma töreni gerçekleştirecek kadar harika insanlar olarak göstermeye çalıştılar kendilerini, ancak dedim ya aslında hiçbir fikirleri yoktu göçüp giden insan hakkında. 

    ipek bana insanlar hakkında çok şey gösterdi. belki dışarıdan bir falsosu olmayan, kendi halinde gözüken insanların bile ne kadar acımasız olduğunu gösterdi. bu dünyadan göçüp gitmesi hakkında hala üzgünüm. keşke daha çok mutlu günleri olabilseydi, keşke bir şeyleri düzeldiğini görebilseydi kendi hayatında. kafasında kim bilir ne dertler dolaşıyordu son nefesinde düşündükçe kahroluyorum. umarım iyi bir yerdedir. en azından bütün kötülükler geride kalmıştır. onu hep o gencecik haliyle hatırlayacağım. bu tarz olaylar beni hep etkiler. kaderin önüne geçilemez tabi haliyle, ancak erken ölüm yakışmıyor ne edersin. 

    hazır kayıplardan bahsetmişken, 2023'deki depremde hayatını kaybeden. hiç tanışmadığım, ancak aynı facebook grubunda postlarını gördüğüm bir kızcağız vardı. o da gencecik bir üniversite öğrencisiymiş. grupta bir sürü insanla arkadaşmış, deprem günü kayıp olduğunda onu sevenler gıyabında çok şey yazdılar, bir sürü görseller paylaştılar. sevilen ve iyi birisi olduğunu görmüştüm. 48 saat süren umut dolu postlar, yerini hüzüne bıraktığında ben de o gün çok üzülmüştüm. yakın zamanda depremin yıldönümüydü. aklıma o kız geldi, daha evvel yazdıklarını okudum. youtube kanalına yüklediği videoların altına yazdıklarını ve daha sonra arkadaşlarının arkasından yazdıklarını okudum. bir hüzün deniziydi. sen de nurlar içinde, huzurla yat zeynep.. hiç tanışmadık ama sevenin çokmuş, en azından seni sevdiklerine dair ellerinde kanıtları olan insanların varmış. bir yerlerde hatırlanacak olman beni teselli ediyor. doğal olarak bunu hatırlayınca, ipeği de anmak istedim ona yer vermek istedim.

    biliyorum ki kalbin tertemizdi ipek. bir hatan olduysa da dünya sana ağır geldiği için olmuştur. umarım ölümün bir kurtuluş olmuştur sevgili ipek. söylemesi çok kolay olacak ama bilseydim bir şeyleri, sana dokunmak için elimden geleni yapardım. her zaman masumiyetin ve buram buram yalnızlığın ile hafızamda capcanlı olacaksın buna şüphe yok. huzur içinde uyu... 

    bu da aklımdaki başka bir konuydu işte. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dosya : uygur kardeşler

dosya : gravity falls