dosya : şeker
ben bir şeker bağımlısıydım. hala bağımlıyım aslında, şeker görünce dayanamıyorum. olmazsa olmazım diyebilirim. yaş ilerledikçe şekerin bana ağır geldiğini fark ettim tabi. artık eskisi gibi bir şey alırken şekerli olması tercih edilmiyor kendi nazarımda, denk gelirse kaçırılmıyor sadece.
mesela çayı ve kahveyi şekersiz içmeye başladığım zamandan beri bu iki içecekte şeker olduğu zaman içemiyorum. hayatımın çok büyük bir bölümünde kola bağımlısı oldum. son zamanlarda bundan da uzaklaşmış vaziyetteyim. bazı günler hiç şeker değmiyor ağzıma, yani benim için rekor seviyede günler bunlar. üç gün şeker yemeyeceğim söylense çok şaşırırdım mesela. şerbetli bir tatlı gördüğümde fazla yiyince ağır gelmeye başlıyor. eskiden enerji verirdi, artık mod düşürüyor. ağızda kötü bir tat bırakıyor. sanırım yaşlanıyorum. sanırım aklıma gelmesinin sebebi bir anıyı hatırlamamdan kaynaklanıyor.
haribo'nun bu beyaz-pembe marshmallow'larını çok severdim. o kocaman paketi alır almaz, bir dakika içinde yediğimi bilirim. kolalı jelibon'u çok severim. soğuk baklavayı, sütlacı çok severim. capri-sun'un bu ejder meyveli bir şeyi var ya deli şekerlidir mesela onu çok severim. hala severim diyorum ama bunları kendi isteğimle almadığımı fark ettim son dönemlerde. az şeker tüketince de, kilo verme hızım arttı. bazen canım çok çekiyor ama ufak bir ısırık bile kesiyor beni. bu noktaya geleceğimi hiç düşünmezdim. en son şekerim yüksek çıkmıştı bir dönem hastaneye geldiğimde. acaba hala yüksek mi bilmiyorum?
üniversitenin ilk senesinin sonlarında, nazilli'de ev ararken sokak sokak geziyorduk. kel arkadaşım da yanımdaydı bütün ilçeyi talan ediyorduk kaç gün. ben sürekli ağız dil kurumuş yamuluyordum. şekerimin düştüğünü hissediyordum o anlarda. yani ağzıma şeker girmesi gerekiyordu yoksa devam edemiyordum. çok sinirleniyordu ben öyle yaptıkça ahaha. iki saatte bir durup; "şekerim çok düştü" diyip kola alıyordum. ne iyi geliyordu o an soğuk soğuk. bu manyak da, oturmak ne bilmez tüm gün tabana kuvvet dolaştırıyordu bizi. kaynana gibi her şeker tükettiğimde kötü hissettirirdi beni. o kadar çabasına rağmen inat olsun diye daha çok tüketiyordum ahaha. şeker benim için önemli bir parçaydı ama. dünya tatlı olmasa anlamsız bir yer olurdu. çok acıktığın zaman evet ağzına bir yemek girsin istiyorsun. ancak orta şeker otururken, bir tatlı yemek her zaman daha cazip geliyor. sanki mutluluk hormonunu arttıran bir şey gibi tatlı yemek. e kadınlar da çikolata krizine girerler, kilo aldırdı diye üzülürler sonra. ben de insani olarak bir şeker isteği vardı. öyle her şekere de meraklı değildim. şerbetli çok sevmezdim zaten. sütlü tatlılar genelde ilgi odağımdı. bu ekşi başlayıp, tatlılaşan şekerleri de severdim. jelibon tarzı işler de hoşuma gidiyor. aynen yukarılarda saydım zaten niye tekrara düşüyorsam. aklıma geldi de ondan düşüyorum aslında. resmen bu yazı canımı çektirdi ama uzun süreli olmayacaktır, kafa artık aştı bu şeker işini. zaten bu yazı da, bu aşmanın bir üzüntüsü olarak yerini alacak. keşke ömrüm boyunca doyasıya şeker yiyecek bir kapasitem olsaydı.
bu gece elime bir tane zero kola geçti. oldum olası sevemedim de şu zero işini. kim neden içiyor yani? kolanın olayı şekerinde bence. hani halk arasında diyorlar ya, ki bence bilimsel bir şey de olabilir; "içine 100 tane küp şeker atıyorlar" falan falan. yani bir bildikleri var ki atıyorlar işte. bu zero saçmalığını aşın be kardeşim. ya içeceksin, ya içmeyeceksin. şeker işi önemlidir. yaşı tutan herkes bol bol yemeli. belki dişler çürüyecektir, belki çook yükselecektir, belki benim gibi şişeceksiniz ama bir gün çok şeker yiyemeyeceksiniz. hayatın da, insan yaşamının da böyle bir sınırı var işte. bir gün geliyor ve yiyeceğin şeker limitleniyor. bak nasıl canım sıkıldı şimdi? deli gibi şeker yemek istiyorum ama yiyemiyorum işte. bu sefer maddiyattan da değil, bünyeden...
kola işinde, özellikle üniversite zamanı her gün 2.5 lt şişe içiyor olabilirdim bir dönem. napayım ya? bir de kola içince, tuvalete çıkmıyordum çok. o kadar sıvı ne oluyordu, midede eriyip kiloya mı dönüyordu yani? güzeldi ama kola işi ya. çok bunaldığım, ağzımın rezalet olduğu zamanlar çok iyi gelirdi. hele sıcak yaz günleri, buzlu pipetli bir bardakla içtiğim kolalar. en azından o günleri yaşadım ve verdiği hissi hatırlıyorum. olsun bundan sonra sudan devam biz. hatta soda falan da işimi görüyor.
şeker yemeyi çok özledim. bu da kafamın içinde yer almış bir şeydi işte.
Yorumlar
Yorum Gönder