dosya : ütopya
2015 olması lazım. tv8'de bir yarışma vardı ismi ütopya. inanılmaz severdim. konsept zaten harikaydı. tanımadığın bir sürü insanla bir yere bırakılıyorsun ve bir şeyler üreterek para kazanıyorsun. biri bizi gözetliyor konseptinin daha kreatif versiyonu. ancak benim için çok güzel bir olay olurdu, eğer ki katılmış olabilseydim. tabi ki türk televizyon sistemi bu yarışmayı bir diyalog yarışması haline getirmişti. ne yalan söyleyeyim iki grup olmuştu her şey. özellikle daha sonra, survivor'a da katılan semih...
yani bu yarışmada televizyon harici yirmi dört saatlik bir yayın vardı. o dönemler böylesine bir internet kullanıcısı olsaydım kesinlikle para verir üyelik alır ve sürekli izlerdim. izleyen insanlar vardı. kesitlerini yutub'a atarlardı. bazen on dakikalık, bazen yirmi dakikalık, bazen de saatlik videolar. videonun hiçbir işe yarar kısmı yok aslında. sadece diyalog, kavga, sataşma. bu olayı bir taraf çok güzel yapıyorsa, hakarete varmayan özgün cümlelerle işleri karıştırabiliyorsa, ilgi çekmeme şansı yok benim için. semih bu yarışmadaki insanları ilk günlerden ikiye bölmüştü. bir tarafta biatçı, savunduğu bir fikir olmayan ama varmış gibi davranan, insanlarla polemik yaratarak baskın gelmeye çalışan kendi grubu. diğer tarafta ise biatçı olmayan insanlar işte. o biatçı olmayan insanların da savundukları bir şey yoktu aslında. günün sonunda yarışmayı birisi kazanacaktı. elenmemek için, oy potansiyeli için bir taraf seçmek gerekiyordu. semih'e biat edenler asla elenmiyordu mesela. yirmi beş yaşında bir adama; "reis" diyen kırklı yaşlarda adam da gördü bu gözler, kendini kanıtlama çabasına sahip ama oy için bu cahil adama tepki gösteremeyen genç bir çocuk da. murat ve altar karakterleri vardı. bir de yarışmada bulunma amacı belli bile olmayan, konsept ile alakası bir kız. onun da tek olayı semih ile sevgili olmaktı. ben semih'ten çok altar'ı severdim. sanatçı çocuk, babası da eğitmen gibi bir şey. zengin büyüdüğü çok belli, bir hanım evlatlığı var. geldiği ilk zamanlar etliye sütlüye karışmadan izlerdi. sonra semih'e yanaştı, bildiğin yancısı oldu adamın.
semih'in bir potada şöyle bir cümlesi vardı; "kafe grubu artık, bizim grubun sadrazamı altar'a eşit diye." bu aslında korkunç bir cümle. altar da zaten başından beri farkındaydı içine atıyordu. karşı grubun da eli armut toplamıyordu malum, altar'ı hep bu ithamla karıştırmaya çalıştılar. yarışmanın sonlarına doğru da altar biraz hakkını aradı. sonrasında da semih'in uslübüyla; "hain" oluverdi. ben de semih'e katılıyordum. sırf semih'in yancısı olduğu için, durduk yere laf atıp delirttiği adamları elemişti. oylama sistemleri çok güzeldi. on kişi sırayla tahtaya çıkıyor, üç oy hakları var. isterse tek kişiye atar, isterse dağıtır. böyle oylar toplanıyor, en çok oyu alan üç kişi sms'e veya internet oylamasına çıkıyordu. o haftalarda, semih zaten gelene geçene sataşıyordu. altar da bunun gazıyla, anlamsız biçimde insanlara laflar atıyordu. bence çok keyifli bir şey. stres atmalık bir şey. tamamen uydurduğun şeylerle, karşındakinin üstüne geliyorsun. kişi olarak anlaşamadığın hiçbir konu yok aslında. doğru düzgün tanımıyorsun bile. sadece semih'i sevmiyor ve sen de bu yüzden laf atabiliyorsun. karşı grup semih'i yazamazdı mesela, bilirlerdi ki elenmiyor adam. onun yerine hep altar'a ve o grubun zayıf halkasına oynarlardı. semih'in gücü o kadar fazlaydı ki, bırakın altar'ı o diğer yazdıkları zayıf halka da elemezdi. semih kimi seçerse o eleniyordu resmen. böyle böyle haftalar geçti yarışmada. sonra acun bir yerden müdahele etti reyting için. mesela semih'in sevgilisi elendi durduk yere. aslında çok manasız, elenmesine ihtimal bile yoktu. maksat iş heyecanlı hale gelsin. insanların kafasındaki; "yarışma bitti" algısı kırılsın. sonra diğer taraf çok güçlenmiş oldu, oraya da saçma sapan bir; "liderlik krizi" muhabbeti çıkarıldı. olaylar olaylar dönüyordu böyle ama asıl olan tartışmalardı. hala daha bazen kendimi o videolarda buluyorum. videoyu izlerken üşüyorsun ama semih bir yerlerde kendine has cümleleriyle karşı tarafı haşlıyordu. komik de adamdı. sonraları survivor vs. derken kullanamadı bence bu zekasını. şimdi ne yapıyor bilmiyorum. saçma sapan siyasi fikirler paylaşıyordu en son.
mesela; "popstar abidin" gelmişti yarışmaya. ne alaka yani? seneler evvel yeni tarkan umuduyla parlatılmış, büyük sükse yapmış ama sonra kel kaldığı için galiba kısa zamanda piyasadan silinen abidin. bayhan bile hala daha devam ediyor, hala daha fan kitlesi var. bu abidin'i hatırlayan bile yoktur. o dönem yarışmaya geldiğinde; "arkamda binlerce fan kitlem falan var." diyordu. semih de bunun ayarlarıyla oynuyordu sürekli. ne oldu sonra? ilk fırsatta gönderdi semih bunu. adam gerçekten de o yarışmada kendini önemli bir figür zannetti. zaten konseptin çöp olduğunun anlaşılması da buydu bence. yani insanların kendisini kanıtlaması için, köy gibi bir yerde ıssız eve kapatıyorsun. gerçekten para kazanıp bir şeyler yapacaklar sözde. yarışmaya birden popstar abidin geliyor. reyting kaygısını iyi yönetemediler bence. aslında doğru hamleler de vardı ama şekil itibariyle yanlıştı. semih'i bastırmak için, semih gibi birisi lazımdı. onu da denediler ama yine yanlış kişiler geldi. resmen olay semih'e laf atma yarışına dönmüştü. semih de ne tembel adamdı ya. hiçbir iş yapmaz bütün gün yatardı. ona reis çeken murat çalışırdı sürekli. o da değişik bir muhabbet çözemedim.
gelelim yarışmayı kazanan tuncay'a. arada bakıyorum ne yapıyor diye. karavan yaptı, kafe açtı, sanat sepet kitap, her şeyi denedi. ancak aradığını bulamamış gibi gözüküyor. gerçekten de azgın bir adamdı, yarışmaya gelen her kadına yürüyordu ben izlerken fark ediyordum. sonra bunu biraz daha reytingsel ortaya çıkarttılar. yarışmadan sonra da, yarışmaya katılan bir kadınla evlendi mesela. bazen çok komik şakalar yapıyordu ama asla semih'in bir tartışma dengi değildi. zeki bir adama zeki laflar sokulmalıdır. tuncay'ın laf sokma şekilleri genelde haklı ve düz cümlelerdi. karşındakini bastırmaya çalışan bir insanı böyle yenemezsin. ancak acun da numarasını yaptı ve işleri evirdi çevirdi o yarışmayı semih'e kazandırtmadı. canlı yayında adamın mors olmasını izlettirdi herkese.
yine de bu oylama videoları, ikili tartışmalar, saçma sapan kaoslar harikaydı. keşke yeniden çekilse. keşke yedi yirmi dört izleme fırsatı olsa. hatta çekilse de ben de başvursam. sallardım o yarışmayı çakma semih olarak. acun daha sonra, maliyet kısmında çalışma yapmış olmalı ki, öbür sene "gözaltı" diye bir konseptle geldi. bunda sadece anam babam usulü bbg stili vardı. ütopya gibi çekemedi insanları ve bitti. ütopya'yı çok özlüyorum. o günleri özlediğim gibi.
"hanımefendiler, bey fendi leeeeer. on numara orta saha oyuncunuz olarak şöyle bir dönüş yapıyooo- ahhhhh sırtıma bir hançer geldi! hemmmen şu tarafa dönüyorum, ka fe grubunun olduğu kısıma, ya da köfte oluşumu mu demeliydim? hançer işlerini çok iyi bi lir ler. burada bir beyfendi var geliyor gidiyor, bizi göndermekten bahsediyor. işte şimdi göreceğiz bakalım kim kimi gönderiyor! bir de noyan efendi var! sen geldin buraya; "kafe grubunu ayağa kaldırmaya geldim." diyerek girdin içeri, şöyle böyle haller yaptın. geldin murat abiye sataştın. şimdi görelim bakalım seni kim kurtarıyor. tuncay abin seni kurtarmak için ne yapıyor? pılını pırtını topla, yarın ütopya'dan ayrılıyorsun... senin için yolun sonuuuuu. yolunuz çok karanlık. size söylemiştim... sen hala bir yerlerden laf söylüyorsun...."
Yorumlar
Yorum Gönder