dosya : yağmur

     bunu tüm gece yağmur yağmışken yazmam çok ironik. bugün de yağmurdan bahsetmek istedim. çiselemek de, orta şeker de, sağanak da. hepsi buna dahil bence. gökyüzünden yere damlayan her bir su tanesi ya da popüler ismiyle "damla" aynı şeyi ifade eder. bu arada bir önceki cümlede; "damlayan" ibaresini de kullanmış olmuşum. gereksiz bir örnek olmuş devamı. neyse konuya dönelim.

    yağmur bazıları için çok şiirsel, çok romantik şeyler ifade ediyor galiba. özellikle birçok kızdan duymuştum; "yağmurlu havada yürümek, yağmurun altında ıslanmak" gibi özel zevkleri. filmlerde de olur mesela, yağmur altında öpüşülürken bu bize çok tatlı bir olaymış gibi sunulur. benim için böyle mi tam emin değilim açıkçası. mesela şöyle de değil, geçenlerde bir tweet görmüştüm. sekiz yaşında bir çocuk artık büyüklerinden öyle bir duymuş ki bunu, yağmur yağdığında yani çok yağdığında barajların dolmasına seviniyordu. evet çok fazla yağmur yağarsa, barajlar dolar. bu da su kıtlığını geciktirir. özellikle de küresel ısınmadan bahsediyorsak, muhtemel bir su sorunundan bahsediyorsak yağmurun yağması çok önemli.

    burada yani bu yazıyı yazdığım dönemde, uzun süreli bir yağmursuzluktan söz etmiştim kendi içimde sıkça. gerçekten geldiğimden beri hiç yağmur yağmamıştı. sonra bir başladı, sanki muson ormanlarındaymışız gibi yağmurlu bir mevsime zıpladık. hemen her gün yağıyor, yağmasa bile yağacak atmosfer yaşanıyor. hani dışarı adımını attığın an yağmurun yağma ihtimali ile başbaşa kalıyorsun. çok yakın bir örnek mesela, dün afad telefonuma sms göndermiş mesela; "feci yağmur yağacak he dikkat et" tarzında. ben de geceleri beklediğim için, herhangi bir çok yağmur durumunda otelde oluşabilecek olumsuz durumlara karşı pür dikkat vaziyetteydim. dün gece için pek yağmur yağmadı bir saate kadar. sabah yedi gibi iki adet ihtiyar çıkış yapmak için geldiler, kendi aralarında da; "gece çok yağmur yağacak dediydiler de yağmamış rahat gideriz eheh" diyorlardı. yeminler olsun ki, dedeler otelden çıktığı saniye inanılmaz bir yağmur başladı. rüzgar, sağanak falan resmen yağmurdan göz gözü görmüyordu. öyle bir rüzgar vardı ki hatta, otomatik kapının sensörlerini bile çalıştırdı. iki kapının da aynı anda açıldığını hatırlıyorum, içeri der rüzgarla birlikte giren yağmuru. resmen düşük bütçeli korku filmi gibiydi mesela. ehehe yakın zamandaki örneği de böyle kullanırlar işte diyelim. tüm bunlar yaşandıktan sonra da, çıkıp yağmurun altında biraz ıslanmak istedim. normalde sokakta kalsaydım kaçacağım bir yağmurdu, ancak bir kaç adım geri gitsem bir yere sığınabilecek durumdaydım. ben de bunu kullanarak biraz ıslanmak istedim. ilginç bir deneyimdi. galiba yağmuru seviyormuşum. 

    peki yağmur benim için ne ifade eder? esas mantığı neydi bugüne kadar. aslında yağmur hayatın bir mucizesidir. benim için anlamı, bazı şeylerin oluşumunu sorgulamaktan geçiyor yağmur işinde. elbette her şeyin bir bilimsel açıklaması vardır. dünyayı ve onu oluşturan unsurları böyle ifade eder bilim. ancak günlük güneşlik bir hava varken mesela, aniden kara bulutların çöküp dünya üzerine yağmur yağdırması her koşulda bir mucizedir. bir doğa olayıdır. hayatı anlamlı kılar, hayattaki her şeyin tekdüze olmayacağının bir göstergesidir. insanlar su için diye olan bir şeyden fazlasıdır. bir sirkülasyonun sonucudur. hiçbir zaman bir düzene oturmamıştır mesela, bazen kurak geçer mevsimler bazen ise çok yağmurlu. dünyanın bazı yerleri çok yağmur alır, bazı yerleri hiç almaz. halbuki dümdüz geoid dersin, ne fark eder ki dersin? ancak eder, gözle görülemeyecek ufak tefek farklar bile dünyanın dengesini etkiler. belki de yağmur da bunlardan biridir işte. anormalliği temsil eder. yağmura farklı anlamlar yüklemek değildi niyetim, sadece kendi bakış açım böyleydi işte. 

    bugün yağmur yağarken bunları düşündüm. tüm gece yağdı. hala yağıyor. demek ki benim için de bir mantığı varmış yağmurun. hiç; "niye yağmur yağıyor ki yeaa" kafasında bir insan olmadım. olması gereken bir şey olarak baktım. yağsın, yağmalı. bazen de ıslanmalı. insanlar bu dünyanın yağmur kısmını da unutmamalı. bu da aklımda yer etmiş bir şeydi işte...