dosya : kocaeli kitap fuarı

     benim için en ilginç maceralardan birisi. ilkokuldayken duyurusu gelmişti. kocaeli yöneticileri oturmuşlar; "bizim de bir kitap fuarımız olsun" diyerek bunu düzenlemeye karar vermişler 2009 yılında he. aslında duyduğumdan beri bir gitme isteği vardı içimde ama nasıl gideceğimi bilmiyordum tabi ki. neyse ki şans yüzüme güldü. belediyenin zorlaması mıdır nedir bilmiyorum tüm okul otobüslere binip soluğu fuarın olduğu yerde aldık. "birbirinizden ayrılmayın" uyarılarıyla beraber kendimi kocaman bir şeyin içinde bulmuştum.

    elbette ki cebimde para yoktu. herhangi bir şey alma şansımın olmadığının farkındaydım. yeni yeni kitap okumaya başladığım zamanlar. ancak şöyle bir şey ile karşılaştım: promosyonlar! bedava ne bulduysam aldım. ellerim poşet poşet doldu ve bu çok zevkliydi. zibilyon tane kalem, not defteri, defter, ajanda, kitap ayracı bir sürü şeyim oldu. tabi reklamlı falan filan şeyler ama sonuçta ücretsiz olan ne varsa tüm standlardan toparlamıştım. bir sürü poşetim vardı ve içinde neler olduğunu ben de bilmiyordum. görmemiş gibi davranmıştım ama bence çok zevkliydi. hele eve gelip de o poşeti boşaltınca sanki batan gemiden erzak toplayan birisi gibi, yeni yeni şeyler fark ettikçe daha da çıldırmıştım. lokum bile çıkmıştı! 

    bu maceradan çok hoşnut olmuştum. ertesi sene de aynısı tekrarlanmıştı. üstelik bu sefer parayla gidip kitap da almıştım. yani resmen her sene düzenlenmesini çok beklediğim bir şey haline gelmişti. lise bitene kadar her sene gitmiştim. gittiğim, fuarların kitap ayraçlarını yanyana dizince de çok hoşuma gitmişti. ben istifçiliği çok severim, anı biriktirmeye bayılırım. şimdi elimde hiçbir şey kalmadı bazı sebeplerden ötürü ama o günlerde böyle kendi çapımda bir hatıra koleksiyonu yapmak beni inanılmaz memnun etmişti. o kadar güzel şeyler bulup alıyordum ki, kullanmaya bile kıyamıyordum. yani zaten insanlara dağıtmak için getiriyorlardı o ürünleri, benim de toplamam bence çok ayıp bir şey değil sanki. çalmadım, çırpmadım sonuçta aaa. ben almasam başkası alacak üstelik ücretsiz şekilde! o yüzden bu vurgunlar önemliydi. üniversiteye geçince gidemedim ama gittiğim son sene de güzeldi.

    bu sefer okul götürmemişti. kendim yürüyerek gittim. lys sınavına da az kalmış. ucuza bulduğum test kitapları falan aldım ki, bu kitaplar baya işime yaradı alsında. o sınava hatırı sayılır puanı da çalışarak almıştım sonuçta. ancak son gittiğimde gördüğüm, promosyon işinin azaldığı idi tabi. o eski tat yoktu. son gittiğim dediğim de neredeyse 9-10 sene olabilir. şimdi ne haldedir bilmiyorum. olayı bir propaganda işine çevirdiklerine dair duyumlar aldık. yayınevlerinin standları kendi içlerinde çok fark ettiriyordu aslında. gariban bir yayınevi ise, son derece basit bir stant ve içerisinde tek kişi olurdu promosyon da vermezdi. ancak tanıdık bir şey ise, yani hayatımızda bir yerlerde bir kere bile duyduğumuz bir yayın evi ise, kocaman bir stant olurdu. içinde de bir sürü eleman. tam ortada da imza veren ünlü bir kişi. o zamanlar çok bilmiyorduk edebiyat dünyasının baronlarını, belki çok büyük isimler görmüşümdür bilemeyeceğim. 

    son gittiğimde bir başka anım da orada okay karacan ağabeyi görmek oldu. okay karacan, ben ilk formula 1 izlemeye başladığımda yarışları anlatan kişiydi. sonraları popüler olan spikeri daha çok severler ama okay ağabeyin tadı çok başkadır. fanatizmden uzak, tarafsız bir anlatımı vardı. kendisini çok seviyordum. yarışları anlatmadığı için de üzülüyordum. adam sigaraya çıkarken şak diye denk geldik. ben de delirdim; "aaaa okay abi" diye daldım adama. adamın yüzünde de telaş var bir an önce gitmek istiyor. hemen formula 1 ile alakalı şeyler sordum. alonso'yu sordum e tabi. son olarak da; "yarışları niye anlatmıyorsunuz yeaa?" dedim. son derece samimi şekilde; "anlattırmıyorlar yaaa" dedi. orada kendisinin aslında bu işten uzaklaştırıldığını anlamıştım. adam spora aşıktı zaten, anlatmak istiyordur yani. demek ki operasyon çekmişler yazık. 

    kocaeli kitap fuarı, güzel bir olaydı. daha yetişkin bir zamanımda denk gelmek isterdim. hala düzenlendiğini biliyorum ama ne kitaplara bir vaktim kaldı, ne de kocaeli ile şu anlık bir işim. ayrıca dediğim gibi mevcut durumu da kitap fuarlığından çıkmış diyorlar. gezip göremeden bir şey de diyemiyorum. elbette o çocukluk anıları için minnettarız o ayrı. bazen gözlerimi kıstığımda, elimde koca koca poşetlerle stantlara gidip; "bedava bir şey var mı?" yüzsüzlüğünde sorular sorduğum anlar geliyor aklıma. çok güzeldi. bu da aklıma gelen başka bir şeydi işte...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dosya : ipek

dosya : gravity falls

dosya : it crowd