dosya : minecraft
aynen çocuk oyunu. aynen çok saçma oyun.. minecraft, blokları kırdığımız, yerleştirdiğimiz, taşıdığımız veya envantere koyduğumuz bir oyun. oyun aslında bloklarla bir dünya oluşturuyor baya suyu, toprağı, dağı olan. mağara derinlikleri ve gece gündüz döngüsü olan bomboş bir dünyanın içinde başlıyor. sanki ilk insan bizmişiz gibi o dünyaya yerleşiyoruz. işte o bloklarla bir şeyler inşa edip yerleşebiliyoruz falan. hayatta kalma oyunu...
bu oyuna ön yargım varmış. yani youtube'da o dönem çok fazla videosu falan dönüyordu. ben de hiç bilmediğim halde; "çocuk oyunu yeaa" diyerek bakmıyordum bile. sonra bir gün denk geldim izledim. hoşuma gitmişti, yani nihayetinde bir hayatta kalma oyunuydu. sıfırdan başlıyorsun hiçbir şeyin yok ve bir şeyler elde edip kendine hayat kuruyorsun. bir şeyleri elde etmek bazen zor ama asla imkansız değil. yani hayattaki gibi umutsuzluğa kapılmıyorsun, denedikçe deniyorsun. üniversiteli bir genç olarak bu oyunu merak ettim ve indirmeye çalıştım. bir şekilde de indirip oynamaya başladım.
ancak hakkında hiçbir şey bilmiyordum. işte ağaç kes odun topla, kayaya vur taş topla, alet edevat yap vs. sıfır bilgiyle girip bunların hepsini kendim keşfettim. abartısız söylüyorum, kocaman bir hafta okula bile gitmeden, çok çok az uykuyla oyun oynamıştım. keşfedecek şeyler bitmiyordu. her deliğin altından başka bir şey çıkıyordu. bu da beni iyice bağımlı yaptı yani. oynaya oynaya öğreniyordum ve bundan çok zevk almıştım. kendi evimi yapmıştım, kendi tarlalarımı yapmıştım, kendi hayvanlarımı toparlamıştım. sonra da elmas aramaya çıkıyordum falan. o günler su gibi akıp gitmişti ama ben doymamıştım oyuna.
sonra keşif süreci, oyunun güncel sürümünü buldum. vaoov neredeyse bir o kadar daha yeni şey eklenmiş. onları da keşfetmek için de yeniden daldım içine. gerçek dünyadan kopmuş gibi, başka bir dünya var ve ne istersen o oluyor. yaşadığın toprağı bile şekillendiriyorsun. sonra oyunun hala güncelleme aldığını öğrendim. hatta insanlara oylama falan yaptırıyorlarmış oyuna hangi özellikler, hangi hayvanlar, hangi ağaç gelsin vs. diye. oraya da ayrı bağımlı oldum. oyunun uluslararası commuinty'sini takip etmeye başladım. dünyanın her yerinden bağımlıları varmış. artık olay sürekli oynamak ve bir yandan güncellemeyi beklemeye döndü. ufacık eklenecek şey bile heyecan yaptırıyordu. oturup sıfırdan başlıyordum oyuna. her gelen yenilik, bana mantıklı geliyordu. kafamda bir "wishlist" bile oluşmuştu. şunları şunları isterdim diye düşünüyordum. bu fikirlere benzer şeyler eklendiğinde de mutlu oluyordum. yani bir şey ortaya çıkıyordu ve gerçekten de oyunda eksik olduğunu anlıyordum. bunun eklenmesi beni delirtiyordu.
eski kız arkadaşımla, mersinliyle, can hocayla elbette hepsiyle de birlikte oynadım. tek başına da çok zevkli bir oyun ama birisi olduğu zaman daha da şevklendiriyor. özellikle yaptığın şeyi gösterme hissiyatı falan seni daha bir derin tutuyor. youtube'da görüp yaptığım evleri de iyi hatırlıyorum.
sonra youtube'da pewdiepie isimli ünlü bir youtuber oyuna tekrar başladı. milyonlarca insan oyunu hatırladı ve yeniden oynamaya başladı. böylece güncelleme işi de arttı falan. her şey işime geliyordu yani. malesef bu oyuna dair her şeyi bilen birisi oldum çıktım. üniversitede ilk öğrenme günlerimi daha çok seviyorum ama, öyle bir histi ki bulduğum öğrendiğim her özelliğe; "çok mantıklı" diyerek tatmin oluyordum.
şimdilerde oyunun geliştirmesi çok kötü bir hale geldi. isveçteki yapım ekibi inanılmaz kötü yönetiyor bu süreci. çok fazla hassasiyeti dikkate alıyorlar falan. eskisi kadar hevesim de kalmadı açıkçası. uzun aralar verince yine başladığım bir şey. bu arada küçük bir itiraf, ofisteki bilgisayara indirdim bir süre gizli gizli bağımlı gibi oynadım ahaha. biraz özleyince yine oynarım gibi duruyor. bir yandan da güzel bir terapidir minecraft. eğer mantığı çözersen ve güzel orta vadeli hedefler koyarsan bütün derdi tasayı unutup oyuna kaptırırsın kendini. bu yönden başka bir maceradır. umarız eski kafaya geri dönüp, yine heyecanlandırırlar beni. hadi beni geçtim, küçük çocukları heyecanlandırırsınız en azından.. bu da kafamdaki başka bir meseleydi işte.
Yorumlar
Yorum Gönder