dosya : sakız
geçen gün marketten kendime kocaman bir kutu sakız aldım. hani şu 1 tl atıp aldığımız makinelerdeki renkli yuvarlak sakızlardan.. ağzıma her attığımda ister istemez keyfimi yerine getiriyor. kutunun dibini henüz görmüş değilim ancak biraz garip de geçen günlerimde farklı bir soluk oldu ne yalan söyleyeyim. bu aldığım sakızların tadı çok güzel, ancak çok çabuk geçiyor. bir yerden sonra tatsız bir şeyi çiğniyormuş gibi hissettiriyor.
naneli sakızları da çok severim ama yeşil naneli olanlar favorimdir. mavi naneli, ki mavi nane değildir o... hani bir ferahlık veren türü var ya mavi kutularda olur. işte onlardan ne zaman çiğnesem hapşırırken buluyorum kendimi. hal böyle olunca, çok da tercih etmiyorum. öyle bir tatminlik de yaratmıyor yani. iki çiğneyince hapşırıyorum. bu falım'ın daha sertimsi sakızlarını da severim. özellikle karbonatlı olan var ya... çiğnedikçe böyle ufak bir şey patlıyormuş gibi hissetirir. çok minik bir tat gelir ağzımıza aniden. o sakızı da severim.
şekerli sakızları daha çok seviyorum galiba, bu big babol'lar vardı. hala varlar biliyorum. pembiş renkli sakızlarına bayılırım ama çok şekerli olduğu için fazla çiğnemem, aynı marka sonra muzlu ve çileklisini de çıkarttı. içinde muz olan her şeyi sevdiğim için, muzlusuna da bayılıyorum. normalde çileği çok sevmeyen, çilekli şeyler o kadar da fark yaratmayan benim için çilekli sakızlarını da severim. günün sonunda safi şekermiş gibi hissettirirler o ayrı mesele. zaten bir sakız bütün gün de çiğnenmez. şu ankiler gibi on dakikalık ömre de sahip olmamalılar ancak bir iki saat götürse büyük iştir ve yerindedir diye düşünürüm.
bu ilk başta tadı ekşi gelen, sonra da tatlılaşan sakızların da ayrı yeri vardır. neden bunun yapıldığı, ya da insanlar tarafından tercih edildiğine mana veremesem de, aynı manasızlıkla aynı tüketimi ben de yapıyorum. hah aklıma şıpsevdi'nin sakızları da geldi şimdi, onların da aromatiği başkaydı yahu. hele içinnden çıkan ufak kağıt. aslında şıpsevdi'nin olayını seviyorum. saçma da gelse bir mantığa oturtmuşlar... içinde dövme çıkan sakızlara tercih ederim. her türlü sakızı denemiş olabilirim galiba. zaten azıcık düşününce aklıma bu kadar çeşitli sakızın gelmesi motivasyonu ile bu yazıyı yazma kararı aldım.
kolalı lolipopun içinde saklanan sakızı da çok severim. hepsi kolalı değildir ama, kola aromalı bir sakıza ulaşmak için güzel bir yol. keloğlan diye bir sakız markası vardı, onun da kolalı sakızlarını severdim. hatta fazla fazla alırdım ya.
üç harfli marketlerin ucuz sakızlarına sarmıştım bir dönem. fazla fazla alıyor bütün gün çiğniyordum. gel gör ki dişimin kırılmasına sebep oldu bu sakızlar. tatsız bir deneyimdi bence. o marketlerdeki noname sakızları görünce dişim sızlıyor. sakız konusunda daha bilindik şeylere yöneliyorum. aslında şu an mevcut sakızım da oralardan alınma bir sakız ama aynı türde değil. sanırım yumuşak sakızları seviyorum, sert sakızlar beni korkutuyor.
sakızla balon çıkarma işinde asla iyi olamadım. aslında doğru sakızla ve onu dişlerime iyice yapıştırınca becerebiliyorum. ancak çiğneme esnasında aniden yapamıyorum. şappp diye balon çıkaran insnaları hep kıskanmışımdır. saçma sapan beceriksizliklerimden biri olabilir bu konu.
tarihte sakızın önemli bir yeri olduğu da söylenebilir. antik maya ve aztekler, ağaç reçinelerinden sakız yapıp çiğnerlerdi. bunun sadece ağız temizliği için değil, aynı zamanda açlığı bastırmak ve susuzluğu geciktirmek için de etkili olduğuna inanırlardı. eski yunanlar da sakız benzeri bir maddeyi kullanıyorlardı; mastika adı verilen bu reçine, nefesi tazelemek ve dişleri temizlemek için çiğnenirdi. yani sakız, insanlık tarihi boyunca küçük ama etkili bir yardımcı olmuş. "sakız çiğnemek orucu bozar mı?" kısmından fazlası var.
sakız çiğnemenin aslında pek çok faydası var. öncelikle odaklanmayı artırıyor, beynin daha aktif çalışmasını sağlıyor. ders çalışırken ya da bir işe konsantre olmaya çalışırken bir sakız çiğnemek zihni canlandırabiliyor. ayrıca stresle başa çıkmak için birebir. özellikle kaygılı anlarda çene hareketi, vücudun gevşemesine yardımcı oluyor. sindirime destek olmasından, ağız sağlığını korumasına kadar pek çok olumlu etkisi var. ama işin sırrı, her şeyde olduğu gibi dengede yatıyor. yani ağız sağlığı diye masal okurken, dişi kırılan bir insanım sonuçta.
eğer sürekli sakız çiğnerseniz çene kaslarınızı gereğinden fazla çalıştırabilir ve zamanla ağrılara sebep olabilirsiniz. ayrıca, şekersiz bile olsa, fazla sakız tüketmek sindirim sistemini yorabilir. bir de sosyal açıdan düşünmek lazım; sürekli sakız çiğnemek bazı ortamlarda hoş karşılanmayabilir. millet deli deli bakabiliyor bir yerden sonra. sırf sakız çiğnediği için çok seviyesiz yakıştırmalara maruz kalan insanlar da var.
bu da aklımdaki başka bir meseleydi işte...
Yorumlar
Yorum Gönder