dosya : squidward
squidward tentacles… süngerbob’un yan komşusu, kasabanın huysuzluk kralı, hayallerinin peşinden koşan ama hayallerinin de ondan kaçtığı adam. kimine göre burnu büyük bir snob, kimine göre hayattan bezmiş bir realist. ama squidward aslında hepimizin içinde bir yerlerde var olan o yorgun sesi temsil ediyor. her bölüm çektiği bıkkınlık beni benden alırdı. aslında insanların sevmesi için yazılmış bir karakter değildi, bir yan karakterdi ve süngerbob ile patrick kendisi ile etkileşime geçecekti. yine de squidward'un kendine has bir karakter olduğunu düşünüyorum.
çalıştığı yer belli: yengeç restoranı. şef garson falan değil, bildiğin kasada pinekleyen bir çalışan. mutsuz, isteksiz ve maaşı kesinlikle hak ettiğinden az. yani biz! özellikle de uzun saatler boyunca sıkıcı bir işte çalışan, ama aslında başka hayalleri olan bizler. squidward’ın sanat aşkı var mesela, ama kimse değerini bilmiyor. klarnet çalıyor, ama yeteneği biraz tartışılır. en azından kendisi öyle sanıyor! belki de sorun yetenekte değil, dünyasının onu anlamamasında. ne kadar çabalarsa çabalasın, kendini bulduğu her ortamda değersiz hissediyor. çünkü süngerbob ve patrick gibi “basit şeylerle mutlu olabilen” biri değil.
bununla birlikte, squidward kötü biri mi? kesinlikle hayır. aslında süngerbob ve patrick’in mutlu olmasına sinirlenmesi, onların mutluluğuna içten içe imrenmesinden kaynaklanıyor. kıskanıyor mu? belki biraz. çünkü onun için mutluluk, sahip olunması zor bir lüks. sürekli “bu işten kurtulmalıyım, sanatımı icra etmeliyim” diyor, ama harekete geçmiyor. klasik bir “hayat beni istemediğim yere sürükledi” hikayesi. hepimiz bir noktada onun gibi hissetmedik mi? ama squidward sadece depresif bir karakter değil. nadiren de olsa içindeki o sıcacık tarafı gösteriyor. hasta olduğunda süngerbob’un ona baktığı bölümde, küçük bir şefkat kırıntısı görüyoruz. bazen, her şeye rağmen, süngerbob’un saf iyiliği onun buz gibi ruhunu biraz eritiyor. çünkü aslında yalnız olmak istemiyor. ama nasıl mutlu olunacağını da bilmiyor. squidward bir keresinde başarısızlıklarından kaçıp, hayatında yeni bir sayfa açmak için bikini kasabası'ndan gitmeyi dener, gider ama kendinden kaçamayacağını anlar.
süngerbob ise tam tersine, hayatı olduğu gibi kabul eden ve her anın tadını çıkaran biri. ama bu her zaman iyi bir şey mi? bazen süngerbob’un fazlasıyla neşeli olması, çevresindekileri rahatsız edebiliyor. squidward’ın üstüne gidiyor, onun alanına saygı duymuyor ve sürekli eğlenceli bir şeyler yapmaya çalışıyor. belki iyi niyetli, ama her zaman farkında değil. süngerbob’un bu aşırı iyimser tavrı, squidward’ı daha da mutsuz edebiliyor çünkü onun istediği şey, biraz yalnız kalıp kendi hayalleriyle meşgul olmak. tabi bu yazı bir süngerbob çizgi filminden ziyade, direkt olarak squidward'u hedef alıyor. yoksa süngerbob da ayrı mesele zaten, uçuk kaçık pozitif bakma olayı bir yerden sonra deliliğe varabilecek bir şey. herkes bir gün squidward olacaktır, en azından hayatını kendi yönlendirmek zorunda kalan insanlar...çünkü gerçekten yaşlandıkça daha iyi anlıyorum. somurtkan olarak tanıtıldı yıllarca, aslında olduğu gibi gösterildi ama bir çocuğun aklıyla yetişkinin aklı aynı şekilde bakamıyormuş. özellikle benzer şeyler hissettiğimde squidward hocayı çok iyi anladım.
belki de squidward’ı bu kadar gerçek yapan şey bu. biz süngerbob gibi sürekli neşeli olamayız, patrick gibi boşvermiş de değiliz. ama squidward gibi bazen her şeyden sıkılabilir, yanlış meslek seçtiğimizi düşünebilir, hayatın adil olmadığını hissedebiliriz. ve bu yüzden squidward hep var olacak. çünkü o, içimizdeki huysuz ama haklı taraf.
süngerbob ve patrick, bazen terörizme kaçacak kadar aykırı şeyler yaşatıyor bu adama, yaptıkları eylemleri de iyiliğe, eğlenceye, ya da saflığa vuruyorlar. seyirciye gösterilen kısım bu. bikini kasabası gerçekten adaletli bir yer olsaydı, bu adamları kıskıvrak gözaltına alıp mahkeme önünde yargılarlardı. squidward her şeye rağmen, bu iki suç makinesi ile arayı iyi tutuyor. unutabiliyor kendisine yapılanları, zaten tepkisi geçmişteki hareketlere değil de tamamen bireysel karakter özelliklerinden kaynaklanan şeyler. kin tutmaya karar verseydi işlerin böyle kalmayacağını düşünürdüm. adam hayallerini bile mezara gömecek seviyede yaşıyor bu hayatı öyle bir hikayeden bahsediyorum aslında.
estetik evi, kişisel hobileri, kendine her zaman diri tutmaya çalıştığı özsaygısı ve günün sonunda diğerlerine ayak uydurmaktan ziyade olduğu kişi gibi kalmaya direnen squidward her zaman bu çizgi filmin en özel kişisi kalacaktır.
sally karakterini de çok severdim bu arada...
bu da aklımdaki başka bir konuydu işte...
Yorumlar
Yorum Gönder