dosya : mersinli emre

     benim çok değer verdiğim bir insan. arkadaşım ama epeydir görüşmedik. kendisine bir konuda ayıp etmiş olabilirim. düzeltmek için gerçekten çabalıyorum en kısa zamanda arayı en azından normalite bir hale getirmek istiyorum. bakalım hayat ne getirir. 

    onunla ilk tanıştığımdan beri kimyamız hep uyuştu. çok sıkı arkadaşlar olmadık, her gün konuşmadık, her an birlikte değildik ama çok iyi anlaşırdık. onun çok samimiyete gelemeyen bir yapısı var. bazen insanlarla uzaklaşmak istiyor, bir mesafe olsun istiyor. normal insanlarımız buna pek dikkat etmezler, o da hep durumu idare eder. içinden gelmese de nazik davranır. ben onu hep anlamaya çalıştım, samimi olduğu zamanlarda çok samimi oldum. uzaklaşmak istediği zamanlarda ortalıkta olmadım. tüm bu süreçler için de kendisine hiçbir zaman tavır göstermedim, ya da neden böyle olduğunu sorgulamadım. 

    işin özü birbirimize de hep yardımcı olduk. ihtiyaç duyulduğunda evden çıkmayan ben o nereye çağırırsa giderdim, o da normalde tenezzül etmeyeceği şeyleri benim için yapardı. arkadaşlık, dostluk kavramlarını bir yere kadar hep yerine getirdik. bugün bile her şeye rağmen, bir telefon kadar yakınında olduğunu bilirim. keza onun için de her zaman bir can simidi misali elimden geleni yaparım. 

    onunla ilk başta, hazırlıktaki yabancı dil sınavının yapılacağı sınıfın kapısında karşılaşmıştık. kanımız hemen kaynamıştı, sonra açtığımız whatsapp grubunda şakalaşmıştık. o günler için lol bilseydim, daha da çok vakit geçirirdik. sonra kader ortağı misali, okul açılınca da birlikteydik. aslında yurdu bırakıp eve çıkma projesinde onun varlığı beni biraz çekmişti. diğer çocuklara bayılmamıştım o kadar, ama onunla iyi anlaşacağımı biliyordum. öyle de oldu, çok güzel zamanlar geçirdik. beni çok güldürdü, beni çok neşelendirdi. bir gün eve çok sinirli geldiğimde kendimi dolabın içine kapatmıştım, gelip beni sakinleştirmeye çalışmıştı. hayatımda ilk kez birinin benim öfkemi önemsediğini görmüştüm. 

    kel emre ile uğraşırdık beraber, mersinli emre ve kel emre kavga etmişti bir gün, çok üzülmüştüm. normalde mersinli çok farklı bir tepki gösterebilirdi ama o gün için yapmadı. gereksiz bir showa sessizlikle karşılık verdi. o gün evdeki tüm dengeler bozulmuştu zaten. beraber hamster almaya gidip, balık aldığımızı hatırlıyorum. kipa'ya gittiğimizde dart almama verdiği tepkiyi hatırlıyorum. gece bana kokoreç almasını hatırlıyorum. öbür sene böyle araya mesafe girmişti, sonra yine beraber takılmıştık. evime gidip geliyordu, sürekli online oyun oynuyorduk. discordda bir araya geliyorduk. dedikodu yapardık, ders çalışırdık, oyun oynardık. beraber çok fazla aktivitemiz vardı. okul dışında da buluşabildiğim birisiydi. kız arkadaşıma hediye ararken tüm gün bana eşlik etmişti, bunu belirtiyorum çünkü bu onun tarzı değildi. bir insanı iyi tanırsanız, onun neler yapabileceğini veya neler yapamayacağını bilirsiniz. bu onun yapmayacağı bir şeydi, o gün benim için yapmıştı. önerdiği şeyler hep çok güzel çıkardı. 

    onun evinde kaldığım zamanlar ettiğimiz kahvaltı çok güzeldi. bu konularda çok iyiydi. hesaplı adamdı, ayı bir şekilde ucu ucuna geçirirdi. zar zor aldırdığı bilgisayarına jelatinini bile açmayacak kadar iyi bakardı. tabi bazı skandallarda yakalamıştım onu hala daha inkar etse de benden kaçmayacak olaylarda buldum. akşamları sürekli takıldığı "eski kafe" diye bir mekan vardı. sürekli bana söz verirdi beni de götüreceğine dair, aradan seneler geçti götürmedi. "kafe taşınmış, kapanmış" falan diye hala oyalıyor mesela. çok iyi bir şaka timiydik, insanları şakalamayı iyi bilirdik. ortak düşmanları iyi seçerdik, birimiz birini sevmiyorsa diğeri de sevmezdi. hiç sorgulamazdım birisini eleştirdiğine, çünkü adamın sosyal bir hesabı yoktu. insanları değerlendirme kıstası tamamen saf kötülükle orantılıydı. eğer birine kötü diyorsa kötüydü. ki zaten bu adamın kötülüğe ayıracak kafası yoktu. kendi hayatını, kendi ailesini ve kardeşini çok severdi. 

    bazen beni de keklerdi. "shot ve red bull karıştırıp iç güzel oluyo" diyip beni bayılttığı gece, "2.5 lt kolaya nescafe gold döküp iç sabaha kadar uyumazsın" diyip yarım saatte sızdığım gece gibi şakalamalarına da denk gelmiştim. kendisine asla; "vileda nerede?" diye soramazdın mesela. cevabı çok farklı olurdu. behzat ç izlerdi sürekli, benim zorlamam ile ezel izlemişti. aydın'daki evin salonunda o dönem çıkan "46 yok olan" izlemeye çalıştığı geceleri hatırlıyorum. kel emre ile muhatap olmak istemeyip salona kaçardı. bir tane bira, bir tane cips koyar televizyon izlerdi. tantunici veli'yi keşfetmişti oradan tantuni alırdı kendine. ufak keyifçilikler yapardı sürekli. kendi kendini eylemeyi iyi biliyordu. kafası aniden esip evden çıkabilecek bir tipti. bazen onunla beraber sabahlardık, bu sabahlamamız sohbetlerle olurdu. bir şeyler konuşur sürekli gülerdik ve saatin nasıl geçtiğini anlayamazdık. birbirimizi güldürebilecek kadar iyi anlaşıyorduk. ezel taklitleri, ilk üç saniyeden tahmin ettiği şarkılar, benim kadar her şeyi bilmesi falan.. adam tam kafa dengiydi. işte her güzel şeyin kusuru olur misali, sürekliliği yoktu. ben karakteri için hiç alınmadım kendisine. 

    beni en çok yaralayan süreç, babasını kaybetmesi oldu. hiç haberim yoktu, tahmin bile edemezdim. bir şaka amacıyla attığım mesajda aldığım kötü haber beni kahretti. o kadar üzüldüm ki, hele ki bu süreçte onun yanında olamadığıma o kadar üzüldüm ki.. keşke bilseydim, kızsa da kovsa da bir manevi destek olabilseydim diye paraladım kendimi. çok üzücü bir durumdu ve babasını hiç tanımasam bile çok severdim. çünkü çok güzel bahsederdi. çok da iyi saygılı bir evlat yetiştirdiği için de ayırca takdir ederdim. kötü olaylar hepimizin başına gelir, o bu olayın üstüne ailesini geçindirmek için çalışmaya devam etti. mücadelesini veriyor, kardeşinin arkasında durmaya çalışıyor. kardeşi de lol bağımlısıydı en son, bırakması için dua ediyordu ama son durumu bilmiyorum haliyle. 

    geçirdiğimiz güzel günler, senelere yayılarak devam etti. ki edecek de, son zamanlarda benim kötü hayatım, hatalarım onunla da aramın açılmasına sebep olacak şeylere neden oldu. çoğu akşam aklımda bir yaradır bu konu da... düzeltilir, icabına bakılır ama uzun vadede onu kırdıysam, güvenini zedelediysem bu beni çok üzer. bunun olmamasını umuyorum ve her geçen gün devam eden bu savaşımda bir yandan ona karşı mahcubiyetimi de saklayamıyorum. elbette benim de ona karşı çok emeğim var, nazımın geçebileceği bir sürü şey var. benden hiçbir şey istemedi ancak ben her zaman yanında oldum. sadece bu konu biraz fazla uzadığı için bana yazdı o da ayrı mesele. elbet her şey düzelir diye umuyoruz diyelim. 

    onu sürekli sakalıyla hatırlıyorum. bazen kısaltırdı ama hep sakallı siması aklımda. askere gittiğinde çok zorlanmıştı, kurtulmak için gün sayıyordu. genelde siyah tonlarda giyinirdi. konuşma aksanı insanın içine neşe fırlatıyordu. mersin'i her şekilde mükemmel bulup övecek bir yanını koyuyordu önüme. "böyle hayata sokim, böyle hayat mı olur? sokam böyle hayata." üçlemesini ondan öğrendim. bazen kendi kendime böyle isyan ediyorum hala... 

    mersinli çok iyi bir insan. bildiğim tanıdığım kadarıyla içinde hiç art niyet olmadı. beni de her zaman sevdi, saydı. can hoca ile tanıştırdığımda da çok iyi anlaşmışlardı. minecraft'da kumdan ev yapıp, içinde bomba patlayınca tüm evin yok olmasına şaşıran birisi zaten istese de kötü olamazdı. hayat zor bir yolculuktu ve bu yolculuğu çekilir kılan insanlardan birisiydi benim için. kiminle ne zaman karşılaşacağınızı bilemezsiniz, kocaman ülkede farklı şehirlerde olmamıza rağmen bir şekilde denk gelip kafalarımızın uyuşması güzel bir yazgıdır diyelim. bolca selam olsun.

    bu da aklımdaki bir başka meseleydi işte. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dosya : ipek

dosya : gravity falls

dosya : it crowd